floranatolica
floranatolica
 
Ara Üye girişi DDbtn
-

Kaybolan Şehir Üsküp

Yelda Kovuk, 2018

Üsküp / Makedonya

Türk Edebiyatı´nın en önemli şairlerinden Yahya Kemal Beyatlı Üsküp doğumlu . Memleketi Üsküp´e yazdığı `Kaybolan Şehir´ adlı şiirinde Üsküp ile Bursa´yı birbirine benzetmiş.
Makedonya, Güneydoğu Avrupa`da ki Balkan Yarımadası`nda denize sınırı olmayan küçük bir ülke. Kuzeyde Kosova ve Sırbistan, doğuda Bulgaristan, güneyde Yunanistan, kuzeybatıda Karadağ, batıda Arnavutluk ile komşu. Tarihi boyunca Perslerin, Makedonya Krallığının , Roma , Bizans ve Osmanlı imparatorluklarının egemenliğinde yaşamış. 600 yıla yakın süren Osmanlı egemenliği Balkan Savaşları (1912-13) ile sona ermiş. I. Dünya Savaşı`nın ardından Sırp-Hırvat -Sloven Krallığı´nın egemenliğine girmiş. II. Dünya Savaşı`ndan sonra Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti ne dahil olmuş. 1980 yılında,Tito´ nun ölümü sonrasında Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti´nin barındırdığı diğer özerk cumhuriyetler gibi Doğu Avrupa´da ki siyasal değişikliklerden etkilenmiş ve 1991 yılında düzenlenen referandum sonrası Makedonya bağımsızlığını ilan etmiş. Makedonya`nın bağımsızlığını kazanmasından itibaren Yunanistan ile arasında yıllardır süren `isim` tartışması başlamış. Aslında büyük tarihsel bir bölge olan Makedonya´nın bir bölümünün Yunanistan sınırları içinde olmasından dolayı Makedonya yönetiminin isim ısrarı ile Yunanistan`ın kuzey topraklarında hak iddia edebileceğini söyleyerek, Yunanistan isim ve sembol durumuna itiraz etmiş. Makedonya`nın Avrupa Birliği ve NATO üyeliklerini de engellemiş. Bu sorunu çözmeden BM´ye üye olamayan ülkenin adına, 7 Nisan 1993 tarihli Güvenlik Konseyi kararıyla ara formül bulunmuş ve ülkenin adı ´Eski Yugoslavya Makedonya Cumhuriyeti´ olarak kabul edilmiş. Yakın zamanda ise konuyla ilgili iki ülke arasında devam eden görüşmeler neticesinde Kuzey Makedonya Cumhuriyeti ismi üzerinde anlaşma sağlanmış. Makedonya´da yapılan referandum sonrası isim değişikliği için gerekecek yasal işlemlerin çalışmaları yapılıyor. Büyük çoğunluğu Ortodoks, yaklaşık üçte biri Müslüman olan nüfusun, en büyük ve önemli azınlığı Arnavutlar. Diğer azınlıklar ise Türkler, Romanlar, Sırplar ve Boşnaklar. Makedonya`nın başkenti , politik, kültürel, ekonomik, akademik merkezi ve aynı zamanda en büyük kenti olan Üsküp´ün içinden ülkeyi ikiye bölen ve ülkenin en önemli akarsuyu olan Vardar nehri geçiyor. Çoğu Balkan şehrinde olduğu gibi bu güzel şehri görmek için en ideal yöntem yaya olarak gezmek. Vardar Nehrine Eski Üsküp bölgesinin en yüksek tepesinden bakan Üsküp Kalesi önünde otobüsümüzden iniyor ve kalenin hemen karşısında bulunan Mustafa Paşa Camii ile şehir turumuza başlıyoruz. Camii konumu itibariyle Eski Üsküp bölgesine güzel bir manzara sunuyor. Camii, adından da anlaşılacağı üzere Osmanlı sadrazamlarından Mustafa Paşa tarafından 1492 de yaptırılmış. Tek minareli caminin hemen yanında bir de türbe bulunuyor. Bu türbede Mustafa Paşa´nın sandukası varmış. Türbenin önünde ki kabir de Mustafa Paşanın kızı Ummi Hatun´un . Camii 1963 te ki depremde hasar gördüğü için bir kaç yıl kullanılmamış ama sonrasında onarımı yapılarak ibadete açılmış. TİKA tarafından 2011 yılında yenileme çalışmaları yapılmış olan bu tarihi eser hala ibadete açık ve turistlerin de uğrak yeri. Buradan Türk çarşısı olarak da adlandırılan Osmanlı Eski çarşısı`na (Čaršija) gidiyoruz. Yerel lezzetleri tadabileceğiniz, hediyelik ve yöresel eşyaları da bulabileceğiniz, han ve hamamların bulunduğu tarihi bir bölge. Önce tur operatörümüzün ikramı olan Üsküp köftesi ile bir restoranda karnımızı doyuruyoruz. Son derece lezzetli ve doyurucu köftesinin haricinde kuru fasulyesi de meşhurmuş ama biz tadına bakmadık. Yemekten sonra gezimize devam ediyoruz. Eski Üsküp bölgesinde üç han bulunuyor. Sulu Han, 15yy da yapılmış ve adının yakınındaki ırmaktan aldığı söyleniyor. Günümüzde resim heykel müzesi olarak kullanılıyor ve Sanat akademisine ev sahipliği yapıyor. Osmanlı mimarisinin seçkin örneklerinden Kurşunlu Han ise 16 yy da yapılmış ve bir dönem hapishane olarak kullanılmış. Adını kurşunla kaplanmış kubbesinden almış ama kurşunlar 1. Dünya savaşı sırasında sökülmüş. 15 yy da yapılan Kapan Han ise Eski çarşıdan Makedonya Meydanına geçiş yolu üzerinde. Han şehre giren malların tartılıp gümrüklendiği yermiş ve han girişinde tartım için kullanılan aletler varmış. Bunlara da Farsça da Kab-ban deniyormuş. Kapan hanı gördükten sonra ,Davut Paşa Hamamı /çifte Hamam önünden geçip Taş Köprüye doğru ilerliyoruz. Büyük İskender´in babası II. Filip´in heykelini görüyoruz. II. Filip Heykeli 3 kademe. En alt kademesinde havuz kenarında ki heykeller İskender`in anne ve babası ile oturuşunu simgeliyormuş. Orta bölümde Büyük İskender ve iki komutanın heykelleri, en üstte de II. Filip in heykeli var. II. Filip heykelinin hemen az ilerisinde bir çocuğun anne karnında başlayan hayatının 4 aşamasını anlatan dört büyük bronz heykelden oluşan `Makedonya Anneleri çeşmesi´ bulunuyor. İskender´in annesini ve İskender´in büyüme evresini simgelediği de söyleniyor. Vardar Nehri´nin kıyısında, Taş Köprü´nün her iki yanındaki bölge de daha birçok heykel var. Makedonların ünlü liderlerinden Dame Gruev, Gotse Delçev heykelleri, Kiril alfabesini bulan Cyril ve Methodius kardeşler gibi. Makedonya Hükümeti´nin Üsküp 2014 adını verdiği proje ile şehre turist çekmek amacıyla şehir heykellerle donatılmış. Bu heykeller, yapılan harcamalar dolayısıyla tartışma konusu. 12 ayaklı, 2 kemerli, 220 metre uzunluğunda ve 6 metre genişliğinde ki Taş Köprü, Vardar nehrinin ikiye böldüğü şehri birleştiriyor. Köprü, Üsküp Osmanlı egemenliğindeyken II. Murad döneminde başlanıp, Fatih Sultan Mehmed döneminde bitirilmiş. Bu sebeple Fatih Sultan Mehmed köprüsü de deniyor. Birçok deprem ve savaşlarda zarar gören köprü günümüzde restore edilmiş haliyle yeni Üsküp ile eski Üsküp´ü birbirine bağlıyor. Taş köprü yakınında 2 tane daha köprü (Art Bridge & Eye Bridge) bulunuyor. Üzerlerinde sağlı, sollu Makedonya`nın önemli sanatçı ve tarihi kişilerinin heykelleri yer alıyor. Taş köprüyü geçip Makedonya Meydanı´na ulaşıyorsunuz. Makedonya Meydanı´nın girişinde Paris Şanzelize Bulvarı´ndaki Zafer Takı´nın bir benzeri mevcut. Yeni Üsküp diyebileceğimiz heykellerle dolu geniş meydan aynı zamanda bir buluşma yeriymiş. Meydanda turist haritalarında `Warrior on a horse´ yani `At üzerindeki savaşçı´ şeklinde geçen `Büyük İskender´ heykeli bulunuyor. Büyük İskender Makedonya Krallığının büyük komutanı.MÖ 700-600 yılları arasında hüküm süren İlk Makedonya Krallığı, II. Filip´in oğlu Büyük İskender´in MÖ 336 yılında tahta çıkışıyla ise altın çağını yaşamış. Dünya´da en çok yer fetheden ve Dünya tarihin en büyük savaşçılarından biri olarak gösterilen Büyük İskender´in heykeli de oldukça heybetli. Sonrasında ise Rahibe Teresa´nın anısına yapılan ve 2009 da açılan Rahibe Teresa Evi´ne ve anıtına doğru yürüyoruz.1910 yılında Agnese Gonxhe Bojaxhiu ( Agnes Gonca Boyacıoğlu) adıyla Üsküp`te doğan Rahibe Teresa 18 yaşında rahibe olmaya karar vermiş. Hayatının büyük kısmını Hindistan´da geçirmiş. Arnavut bir Katolik olan Rahibe Teresa Hayırsever Misyonerler Cemaati`nin kurucusu.1979 yılında hayırsever faaliyetlerinden dolayı Nobel Barış Ödülü´nü kazanmış. 1997 de ölen Rahibe Teresa´nın, ölümünden kısa bir süre sonra, Papa 2. John Paul Rahibe Teresa`ya azizelik makamı verilmesini önermiş. Rahibe Teresa`nın iki hastayı iyileştirmesi, azize olması için gerekli olan iki mucize olarak kabul edilmiş ve 2016`da Vatikan`da düzenlenen tören ile Papa Franciscus tarafından azize mertebesine yükseltilmiş. Rahibe Teresa anısına yapılan yapının alt kısmı müze, üst katı ise bir kilise olarak kullanılıyor. Artık Üsküp´te konaklayacağımız otele gitme zamanı ve otobüsümüze gitmek üzere ilerlerken bir yapı dikkatimizi çekiyor. 1938-1940 yılları arasında yapılmış Üsküp Eski Tren İstasyonu, 26 Temmuz 1963 yılındaki yıkıcı depremde büyük hasar görmüş. Tren istasyonundaki saat deprem anında bozulmuş ve o saatte 05.17´de kalmış. İstasyon ,Üsküp Şehir Müzesi olarak hizmet veriyor. Üsküp son dönemlerde yapılan müze ve heykellerle bir açık hava müzesi ve müzeler şehri gibi. Ancak yeni bina ve heykeller şehrin mimari yapısını değiştirmiş.Görülebilecek özellikle Taş Köprü ve Eski çarşı etrafında ki müzeler olmak üzere, başka yerler de var. Bunlardan bazıları: Milenyum Haçı, Makedonya Ulusal Müzesi, Makedonya Arkeoloji Müzesi, İllüzyon Müzesi, Makedonya Mücadele Müzesi, Soykırım Müzesi.